Türkiyenin Ruhu - Direnmenin Trajedisi 1. Kitap

Derler ki tek yumurta ikizlerinin bütün genleri ayniymis, yalnizca yüzü bedeni degil, ruhlari da ayniymis, gerçeklik degisir de hisleri çok degismezmis, ama bir tek farklari varmis bunlarin: parmak izleri. Dünyaya gelen hiçbir insanin parmak izi ayni olmazmis, dil din ulus kültür uygarlik her sey ayni olsa ne yazar. Iste bu roman parmak iziyle imzalansin ve kanla yazilsin diye söylenmistir, bastan sona bir halk mahkemesinde savunma yaparken dile getirilmistir, çünkü Anadolu’da tarih kanla yazilir, bu satirlar bunun tanigi olsun diye kaleme alindi. Oysa ne biz dövüsme meraklisiyiz, ne de dövüsmeyi seçtik, anca namus belasina gardas diyerek nefsi müdafaa için hayatimiz boyunca vurustuk, silahlarin sustugu anda kelamin sihri bütün benligimizi kapladi. Birini tanirdim mesela, Kartal’da bir isçi ailesinin kiziydi, gençligi halk türküleri dinleyerek, devrimci müziklerle geçmisti, dans deyince halaydan baskasini bilmezdi, siire merakliydi bu, okurdu, zekiydi. Sinava girmis, kazanmis bu, iyi bir üniversiteyi, ekonomi okumus, bitirmis, üstüne yüksek lisans yapmis: ekonomik krizler üzerine. Sonra da bankaya girmis. Yükselmis falan. Ilk önceleri siyasetle baglari kopuk degildi, ögrencilik yillarinda militanligi da vardi, ama sonra önce araba, sonra ev derken, Kartal’daki bir isçi ailesinin kizi Sisli’de ev sahibi oldu, elbette yavuklusuyla birlikte, evlendiler yillar sonra, çocuklari falan oldu. Ekonominin yaninda sinemayla ilgilenirdi, oradan tanimistim, benden de çok etkilenmisti sinemaya girerken, malumunuz o zaman daha siyasetle, solla, sosyalizmle baglari kopmamisti. Ona göre sonradan da kopmadi, ama artik uzaktan destek veriyordu sadece, ama giderek duygu dünyasi öyle degisti ki devrimci damarlari kopmus gibi, giderek filmleri bile lüks salonlarda, onu da geçtim dünya festivallerinde seyretmeye basladi, artik 1 Mayislar onun için evine kapanacagi, isinden sonra sokaktan hemen el etek çekecegi bir sey olmustu, hatta ondan bir hafta önce falan milletle iliskilerini sinirlamaya baslardi, gören olur çagiran olur, su bu. Ama yalnizca bununla kalmadi, davetler almaya basladi bu, bedavaya getiriyordu tatillerini yani, is toplantilari için Avrupa’ya gitmeler, piyasadan döviz toplamak, kredi vermek, festivallere gitmek, elbette erkenden yoruldu sanattan, artik festival onun için sanattan daha çok belirli iliskiler anlamina gelmeye basladi. Mesela az film çok yemek, az konser sonrada bogazda gece yemegi, gezi anlamina gelmeye basladi turneleri. Giderek yola çikarken bütün arkadaslari ile ipe sapa gelmez nedenlerle bozusmaya basladi, elbette her birini bir baska saçma nedenden uzaklastirdi kendi çevresinden. Türkiye’deki levantinler ile arasini hiç bozmadi, biri vardi sinema dünyasindan, bir tür müzelik gibi onunla iliskisine özen gösterdi, nihayetinde Avrupali ya. Durup durup ariyor bunu Bay Giovanni “Bogaz’da raki balik yiyelim mi? Konusuruz, dertlesiriz.“ “Sagol kizim, karnim tok“, çünkü o da Hiristiyan bir sosyalist idi, yillarca kendi degerlerini korumayi basarmisti. Bir iki devam ediyor bu, levantin artik yasli, biraz hasta, çok nadiren disari çikiyor artik, ama bunun raki balik bogaz teklifleri artik gina getirmeye baslamis. Reddedilince yeni bir teklifle telefonu asindirmaya baslamis, “Bay Giovanni, çok önemli bir Jazz konseri var Istanbul Festivalinde,“o zamanlar iki konser bir memur maasi kadar, kaç kisi dinler ki bu müzikleri, “seni arabayla alalim mi? Misafirimiz ol.“ “Sagol kizim, ben evde plaktan dinliyorum.“ Ama bu teklif de bayatlamaya baslamis tekrarlaya tekrarlaya. Nihayetinde kocasiyla birlikte Cihangir’deki evine gelmisler Bay Giovanni’nin. “Kizim sen ne zamandan beri Caz dinliyorsun“. Sasirmis elbette ilk önce, bilmedigi yerden soru çikmis çünkü, aninda yanit üretmesi lazim, “Ben çocuklugumdan beri dinlerim, ortaokulda falan baslamisti herhalde.“ Bay Giovanni bunu iyi taniyor, hatta nikah sahitligini bile yapmis, o derece yakinlar, ama artik yaka silkmeye baslamis, sadece aci aci gülüyor. Ondan sonra da gidiyorlar, ç

Ürün Adı: Türkiyenin Ruhu - Direnmenin Trajedisi 1. Kitap
Ürün Kodu: 9786058824591
Yazar: Zahit Atam
Basım Yılı: 2013
Kapak Türü: Karton Kapak
Sayfa Sayısı: 336
Kağıt Cinsi: 2. Hamur
Çevirmen: