Kıymetli Evrak Hukukunun Esasları

Türk Ticaret Kanununda (TTK) en radikal degisiklikler, 6102 sayili Kanunla sirketler hukukunda oldu. Kiymetli Evrak Hukukunda ise maddi hukuka iliskin önemli sayilabilecek degisiklikler yapilmadi. Ancak, eskimis olan dili günümüz Türkçesine uygun olarak güncellestirildi. Daha önce 9. baski yapan Kiymetli Evrak Hukuku kitabimiz, yeni Kanunun ifadesi ve degisiklikleri de dikkate alinarak, özellikle Isviçre ve Alman bilimsel ögretisindeki görüslere daha fazla yer verilmek suretiyle derinlestirilmis ve ayrica 1. baskisi çikan 5941 sayili Çek Hukuku kitabi da buraya eklenmistir. Böyle, -Kiymetli Evrak Hukuku?nun Esaslari- bu eser, yeni çek hukuku mevzuatini da içine alarak daha kapsamli olarak hazirlanmistir.
Yeni Kanunda belli basli degisikliklerin hangi konularda yapildigina deginmeden önce, genel olarak iki hususu okuyucularin dikkate sunmak istiyorum. Birincisi, dilin arilastirilmasiyla ilgilidir. Genel olarak dilin sadelestirilmesinin memnuniyet verici oldugu vurgulamakla birlikte, 6762 sayili Ticaret Kanununda kambiyo senetlerinde, senedi yazip imza eden kisi olan -kesideci- yerine 6102 sayili Kanunda -düzenleyen-, yine -keside- için de -düzenleme- terimlerine yer verilmistir. 50 yili askin süreden beri uygulanan 6762 sayili Türk Ticaret Kanunundaki Kiymetli Evrak Hukukunda yerlesmis teknik-hukukî kavram olan -kesideci-nin yerine -düzenleyen- kelimesinin tercih edilmesi kanimca yerinde olmamistir. Çünkü bir kere -düzenleyen- kelimesi teknik bir kavram degildir ve çesitli anlamlarda kullanilabilmesi mümkündür. Örnegin -çiçek düzenleyen-, -entrika düzenleyen-, -parti düzenleyen-, -yemek düzenleyen- gibi. Ancak, -kesideci- kelimesini, -çiçek keside eden-, -parti keside eden- vs seklinde kullanilmasi mümkün degildir. Dolayisiyla, bilimsel ögretide ve mahkeme kararlarinda uzun zamandan beri kullanilan ve kambiyo senetlerinde artik yerlesmis ve benimsenmis olan teknik bir kavram olan -kesideci- kelimesi aynen korunda daha isabetli olurdu.
Ikincisi, Çeke iliskin düzenlemedir. Bilindigi üzere, 1985 yilinda 3167 sayili Çek Kanununun çikarilmasiyla, ilk defa çek iki basli yasada yer alan bir konu oldu. Ayni durum, 5941 sayili Çek Kanunu ile devam ettirildi ve böyle çekin sekil sartlari, devri, ödenmesi, muacceliyet, cayma, sahte ve tahrif edilme gibi halleri 6102 sayili TTK?da (m. 780-823); çekin ibrazi, karsiliksiz islemi, muhatabin ödeme yükümü, çek defteri, ileri tarihli çek, tacir çeki ve tacir olmayan çek ile hamiline çek düzenlemesi ve cezaî yaptirimlar ise 5941 sayili Çek Kanununda düzenlenmis bulunmaktadir. Her ne kadar 5941 sayili Kanunun Gerekçesinde -çek hukukunun bütünlügünden- bahsedilse de, realite pek de öyle degildir. Çünkü, çek hukukuna iliskin düzenlemeler, iki farkli yasada yer almis olmaktadir. Hâlbuki 6102 sayili TTK?nin yasalasmasi asamasinda, çeke iliskin hükümler buradan alinip, tamami yeni Çek Yasasina konularak yasa bütünlügü saglanmis olabilirdi. Ayrica, iki farkli yasadaki farkli düzenlemeler de önlenmis olurdu. Örnegin, 6102 sayili TTK?ya göre hamile yazili çek düzenlemesi, 5941 sayili Çek Kanunu açisindan, cezaî müeyyide ile cezalandirilmasi da söz konusu olmazdi. Bu konudaki elestiriler ve örnekler hakkinda kitabin çek bölümünde ayrintili olarak açiklandigindan, burada sadece soruna deginmekle yetiniyorum.

Ürün Adı: Kıymetli Evrak Hukukunun Esasları
Ürün Kodu: 9786051467276
Yazar: Prof. Dr. Hasan Pulaşlı
Basım Yılı: 2015
Kapak Türü: Ciltli
Sayfa Sayısı: 454
Kağıt Cinsi: 1. Hm. Kağıt
Çevirmen: