Felsefenin Arzusu: Politika

"Dislama amaciyla olsa bile felsefeyi muhatap aldigi an din, nasil ki kendini içeriden yikacak 'turuva ati'ni bünyesine katmissa, simdi de felsefe, 'yigin'i ve gündelik hayati bir kere muhatap aldiginda, kendi gerçeklesmesinin ve dolayisiyla asilmasinin muhatabi olarak politikayi içeri almistir. Tarihin gerçek sorunlarini kavramsallastirmak ve rasyonalize etmekle mesgul felsefe, gerçekligi kendi düzeyine çekip politiklesirken, politika da kendi nesnesini felsefelestirmekte ve felsefenin dogal verilmislik olarak kabul ettigi ön-varsayimlari gerçek nesnesiyle karsi karsiya getirmektedir. Marx, bu yönüyle felsefenin belirlenim kazanmasini saglayan ve sinirlarini göstererek geçisi saglayan düsünür olur." Felsefe ve politika; aralarindaki iliskiyle ilgili olarak haklarinda en çok kalem oynatilan iki disiplin. Felsefenin Arzusu: Politika bu iliskinin ne'ligine dair "diyalektigin tarihsel momentleri"ni belirlemek suretiyle bir öneride bulunuyor. Hem diyalektige dair Platon'dan baslayip Marx'a kadar gelen bir felsefe tarihi sunuyor hem de felsefe tarihi içinde politikanin nasil kavrandigina dair üç temel biçim belirliyor. Bunu yaparken de ontolojiyi tekrardan felsefenin temel disiplini olarak öne çikariyor. Iddiali bir girisim ve oldukça iddiali sonuçlara sahip...Çalismada "varolanlari Varlik olarak örgütleyen" epistemolojik ve ontolojik bir hareket olarak görülen diyalektik üç tarihsel moment üzerinden betimleniyor. Bunlardan ilki, Hegelci terminolojiya bagli kalarak Diyalektigin Soyut Belirlenimi olarak adlandiriliyor ve Platon'dan baslayip Aristoteles'le dolayimlanarak Kant'a kadar geliyor. Bu dönemin temel özelligi salt düsünceye içkin bir akil yürütme yöntemi olarak diyalektigi kullanmasi ve nesnesinde kendini sinamaktan sakinmasi. Diyalektigin Olumsuz-Ussal Belirlenimi olarak adlandirilan ikinci momenti ise ilk dönemin aksine nesnesiyle bulusmak konusunda oldukça cürretkar denemelerde bulunuyor ve Fichte, Schelling, Hegel ile karakterize oluyor. Lakin nesnesinde kendini bulmak konsunda oldukça hevesli olan düsüncenin ideal formu bu dönemki denemelerde kendine çok daha yetkin bir biçim kazandirmis olsa da özdeslik arzusuna ulasamiyor. Ne zaman ki Marx, diger varolanlar arasinda bir varolanin, metanin siradan bir varolus formundan çikip tüm diger varolanlara kendi formunu veren/bulastiran hareketini ve onun merkezi birimini tespit ediyor üçüncü moment olan Diyalektigin Olumlu-"Ussal" Belirlenimi de o zaman niteliklerini kazanmaya ve kendi kavramini olusturmaya basliyor. Bu son momentteki "ussal" ifadesinin tirnak içinde olmakligina dikkat: keza metanin hareketi rasyonel olmaktan çok zora dayali bir gelisim seyri izlemektedir. Kapitalizmin, dünyayi bir dünya olarak örgütleyen küresel hareketinin dinamiklerini ve yeni emek denetim stratejilerinin gelisimini takip edebilme ve emek hareketinin gündemini belirleyebilmek bu nedenle diyalektik hareketin isleyis formuna sahip olabilmeyi, diyalektigi bir bilinçlilik biçimi olarak kavrayabilmeyi gerektiriyor.Diyalektigin bu üç momentine üç siyaset yapma tarzi karsilik geliyor. Diyalektigin Soyut Belirlenimine karsit gelen politik form Ideal-Politik olarak adlandiriliyor ve toplumsal yasami idea, tanri, organik birlik ya da temellendirilebilir olmayan kimi ideal unsurlar araciligiyla örgütleme arzusuna karsilik geliyor; bu dönem diyalektigin ilk momenti ile benzerlik içinde düsünsel tasarimlarin gerçeklige tezahür edebilmesinin arzusu olarak vücut buluyor. Diyalektigin Olumsuz-Ussal Belirlenimine ise Reel-Politik olarak adlandirilan bir siyaset yapma tarzi karsilik geliyor ve Ideal-Politige nazaran gerçekligi örgütleyen ilkeyi nesnesinde arama maharetine sahip olsa da Varligin izin verdigi ölçüde bu ilkenin kendisiyle karsilasiyor ya da ilke olarak düsündügünü gerçeklige dayatiyor. Nihayetinde degisim degerinin kullanim degerine üstün gelmesi ve neredeyse onu tüm alanlarda absorbe etmeye çalisan hareketi bu zamana kadar ilk defa bir varolanin diger varolanlara, bir özellik araciligiyla bu k

Ürün Adı: Felsefenin Arzusu: Politika
Ürün Kodu: 9786055513610
Yazar: Ersin Vedat Elgür
Basım Yılı: 2013
Kapak Türü:
Sayfa Sayısı: 456
Kağıt Cinsi:
Çevirmen: