Çevre Ekonomisi ve Politikaları
Çevre Ekonomisi ve Politikaları
- Ürün Kodu: 9786055339517
- Yayınevi/Marka: İmaj Yayıncılık
- Stok Durumu: Stokta yok
FİYAT
29,37TL
Vergiler Hariç: 29,37TL
Birlesmis Milletler (BM) ’in Paris’te 30 Kasim-11 Aralik 2015 tarihleri arasinda düzenledigi Iklim Degisikligi Taraflar Konferansi (COP 21), küresel isinmanin sinirlandirilmasini içeren ciddi bir anlasma ile sonuçlanmistir. BM 1992 Rio Çevre ve Kalkinma Konferansindan sonra çevre konusunda atilan bu ilk kapsayici ve somut adim, dünyamizi bekleyen çok büyük olasi dogal felaketler kadar, evrensel çevre bilinç ve duyarliliginin kaydettigi gelismenin de bir isaretidir. Bir baska anlatimla, insan ile doga arasinda son iki asirdir yasanan “çatisma” evresinden “uzlasma” asamasina geçisin Paris’te somut adimlari atilmistir.
Gerekli önlemler alinmazsa, küresel isinmanin gezegenimizi kuraklik ve su baskinlari ile tetiklenecek geri dönülmez bir çevre felaketine ve kitlesel göçlere sürükleyecegi artik bilimsel olarak da ortaya konulmus bulunmaktadir. Böyle bir küresel çevre felaketini önlemek için, yüzyilimizin sonuna kadar sicaklik artisini 20 C’nin altinda tutabilmek amaciyla tüm ülkeler Paris zirvesinde belirli bir karbon emisyonu (salimi) indirimi taahhüttü altina girmis bulunmaktadir. Taahhütlerin yerine getirilmesi ise, fosil kaynakli enerjiden yenilenebilir enerji kaynaklarina süratle geçisi saglayacak yesil enerji projelerine öncelik veren yeni çevre politikalarina yönelmeyi gerektirmektedir. Fransa Cumhurbaskani F. Hollande kapanis konusmasinda, ortak imzalari ile Paris Zirvesi’nde “diplomatik” bir basari saglayan 196 ülke yöneticisini, iktidarlarini kullanarak “dünyayi degistirmeye“ davet etmistir. Bu davetin ne ölçüde kabul görecegini, ülkelerin önümüzdeki yillarda uygulamaya koyacaklari yeni büyüme stratejileri ve çevre politikalarinin yönü gösterecektir.
Dünyanin gelismis ülkelerinde 1970’li yillara dayanan çevre konusundaki kaygilar ve kitlesel duyarliliklar, Türkiye’ye yirmi yillik gecikme ile, 1990’li yillarda ulasabilmistir. Önce bir Çevre Bakanligi’nin kurulmasi, son 15-20 yildir da, ortaokullardan üniversitelere kadar tüm egitim-ögretim programlarina degisik isimler altinda “çevre dersleri”nin eklenmesi, yine üniversitelerde “çevre mühendisligi bölümleri” ile “çevre enstitüleri”nin açilmasi ve TEMA (Türkiye Erozyonla Mücadele, Agaçlandirma ve Dogal Varliklari Koruma) Vakfi basta olmak üzere, degisik isimler altinda çok sayida sivil toplum örgütünün kurulmasi ülke ölçeginde yetersiz olsa da, geri döndürülemez bir çevre duyarliliginin filizlendigine isaret etmektedir. Kurumsal ve akademik gelismelerden çok daha önemlisi ise, toplumun kentlerde kesilen agaçlara, ülkenin tüm vadilerine rastgele kurulmak istenen hidroelektrik santrallerine, ormanlari yok eden tas ve maden ocaklarina, yaylalarin sonunu getirebilecek hesapsiz yol agi projelerine, vs. gösterdikleri toplumsal demokratik direnistir. Tabandan gelen bu olumlu gelismelerin Türkiye’nin çevre politikalarina ne ölçüde yansidigi ise, maalesef çok da olumlu olmayan bir yanita isaret etmektedir. Ancak dogal çevre tahribatinin geri dönülmez bir boyuta ulasmadan etkin çevre politikalarinin acilen uygulamaya konulmasinin, Türkiye kadar gezegenimizin gelecegi için de bir zorunluluk oldugunu biliyoruz. Ortak yazarimizin ülkesi Iran’in da, çevre konusunda Türkiye’ye çok benzer süreçlerden geçmis oldugunu ve bugün de benzer yetersiz bir çevre politikasina sahip oldugunu biliyoruz.
Ürün Adı: Çevre Ekonomisi ve Politikaları
Ürün Kodu: 9786055339517
Yazar:
Basım Yılı: 2016
Kapak Türü: Karton Kapak
Sayfa Sayısı: 192
Kağıt Cinsi: 1. Hamur
Çevirmen:
Gerekli önlemler alinmazsa, küresel isinmanin gezegenimizi kuraklik ve su baskinlari ile tetiklenecek geri dönülmez bir çevre felaketine ve kitlesel göçlere sürükleyecegi artik bilimsel olarak da ortaya konulmus bulunmaktadir. Böyle bir küresel çevre felaketini önlemek için, yüzyilimizin sonuna kadar sicaklik artisini 20 C’nin altinda tutabilmek amaciyla tüm ülkeler Paris zirvesinde belirli bir karbon emisyonu (salimi) indirimi taahhüttü altina girmis bulunmaktadir. Taahhütlerin yerine getirilmesi ise, fosil kaynakli enerjiden yenilenebilir enerji kaynaklarina süratle geçisi saglayacak yesil enerji projelerine öncelik veren yeni çevre politikalarina yönelmeyi gerektirmektedir. Fransa Cumhurbaskani F. Hollande kapanis konusmasinda, ortak imzalari ile Paris Zirvesi’nde “diplomatik” bir basari saglayan 196 ülke yöneticisini, iktidarlarini kullanarak “dünyayi degistirmeye“ davet etmistir. Bu davetin ne ölçüde kabul görecegini, ülkelerin önümüzdeki yillarda uygulamaya koyacaklari yeni büyüme stratejileri ve çevre politikalarinin yönü gösterecektir.
Dünyanin gelismis ülkelerinde 1970’li yillara dayanan çevre konusundaki kaygilar ve kitlesel duyarliliklar, Türkiye’ye yirmi yillik gecikme ile, 1990’li yillarda ulasabilmistir. Önce bir Çevre Bakanligi’nin kurulmasi, son 15-20 yildir da, ortaokullardan üniversitelere kadar tüm egitim-ögretim programlarina degisik isimler altinda “çevre dersleri”nin eklenmesi, yine üniversitelerde “çevre mühendisligi bölümleri” ile “çevre enstitüleri”nin açilmasi ve TEMA (Türkiye Erozyonla Mücadele, Agaçlandirma ve Dogal Varliklari Koruma) Vakfi basta olmak üzere, degisik isimler altinda çok sayida sivil toplum örgütünün kurulmasi ülke ölçeginde yetersiz olsa da, geri döndürülemez bir çevre duyarliliginin filizlendigine isaret etmektedir. Kurumsal ve akademik gelismelerden çok daha önemlisi ise, toplumun kentlerde kesilen agaçlara, ülkenin tüm vadilerine rastgele kurulmak istenen hidroelektrik santrallerine, ormanlari yok eden tas ve maden ocaklarina, yaylalarin sonunu getirebilecek hesapsiz yol agi projelerine, vs. gösterdikleri toplumsal demokratik direnistir. Tabandan gelen bu olumlu gelismelerin Türkiye’nin çevre politikalarina ne ölçüde yansidigi ise, maalesef çok da olumlu olmayan bir yanita isaret etmektedir. Ancak dogal çevre tahribatinin geri dönülmez bir boyuta ulasmadan etkin çevre politikalarinin acilen uygulamaya konulmasinin, Türkiye kadar gezegenimizin gelecegi için de bir zorunluluk oldugunu biliyoruz. Ortak yazarimizin ülkesi Iran’in da, çevre konusunda Türkiye’ye çok benzer süreçlerden geçmis oldugunu ve bugün de benzer yetersiz bir çevre politikasina sahip oldugunu biliyoruz.
Ürün Adı: Çevre Ekonomisi ve Politikaları
Ürün Kodu: 9786055339517
Yazar:
Basım Yılı: 2016
Kapak Türü: Karton Kapak
Sayfa Sayısı: 192
Kağıt Cinsi: 1. Hamur
Çevirmen: